Y

.

28 Temmuz 2012 Cumartesi

Nothing More



Hiçbir konuda uzman değilim ama bir o kadar küstah olmayı öğretenim çok oldu. Bunu kullanmak elimdeydi ama yapmadım, hayırsız değilim ya. Savaşta şarjörünüz biterse, siz de bitersiniz. Küstahlığım şarjörümdü, onu çoktan bitirdim. Bitmem gerekiyorsa biterim ama belimin sol tarafında hala küçük bir tabanca var. Devam etmem gerekiyorsa ederim. Ne için, kimin için devam etmek hayata? Belki erken karar veriyorum bu tür şeylere, ama yok istemiyorum farketmek için geç kalmayı. Ve geç kalmak için yaşamıyorum. Belirsiz bir istek doğrusu hayatta kalmak, nasıl olsa öleceğini düşünüp buna erkenden son veren insanlar tanıyorum.
Bahsettiğim şeylerin çoğunda geçer ölüm, sonrada fal taşı gibi açılır da açılır, büyür ve büyür mevzu. Bahsetmek istemiyorum, içki yaş sınırının  21 olduğu bir ülkede 17 yaşında kendini öldüren gençlere de bi garip bakıyorum. Bilmem, doğrusu öğrenmem gereken şeylerin başında -kendim- yatıyor. Kendimi tanıyorum, en az bir başkası kadar iyi ama bilmek istiyorum derinliklerimi. İçime bir hortum soktuktan sonra musluğu açıp ne var ne yoksa dışarı çıkaramam ya, yaşayıp görmek istiyorum. Ama tecrübenin adam akıllı öğrettiği şeylerin yanında bizden aldığı büyük şeyler vardır ZAMAN. Evet bu zaman denen pezevengi bizden alır ve vermemek üzere zindanında saklar. Oysa tecrübelerinden zamanını geri alabilen insan duymuş olamazsınız. 
Bitmek üzere arkadaşım, bitmek üzere. Hem bu yazı hemde sevdiğin tüm şeyler. Aklından silindiğinde ve indiğinde gözlerine karanlık perde, durduğunda kendi saatinin tik-takları. Hepinizle görüşmek istiyorum birer birer. Değdi mi yaşamak uğruna vazgeçtiğin ölüme?

3 yorum: