Y

.

23 Ekim 2016 Pazar

Siyah renk değilmiş

       Düşüyorum farkındayım. Hepimiz düşüyoruz, kendini iyi hisseden de düşüyor, az önce dünyalar kadar mutlu olan da, bulutların üstündeki daha çok düşüyor, halihazırda düşenler ise zaten düşüyor. Onlar sadece farkında olanlar. Hislerimiz, isteklerimiz ve başarılarımız kendi insani doğamızda olan açlıkları tatmin etmiyor. Bulmaya çalıştıklarımız veya hoşnut olacağımız şeyler önceden belirlendiği için düşüyoruz inan.


        Olduğumuz yeri asla sevmediğimizden yürüyoruz mütemadiyen. Bulamıyoruz elbette hiçbir şey, kaybolmuyoruz da ama. Yoruluyoruz, geberiyoruz ulan, duramıyoruz.
Düşmeye yakın uyandığım rüyalardan biri olmasını isterdim, gerçi ben rüyalarımda da yere çakılıyorum.


         Diğer hayatımda sonsuz bir yamaçtan yuvarlanan yosunlu bir taşım da şimdi yaşadığım dünyaya mi yansıyor ivmelerim. Yuvarlanan taş yosun tutmazdı, yeterince gözyaşı yoksa. Çok karanlık değil be aslında yine bir kaç güzel şey yansıyor aynalardan gün içinde bana. Ya da bozuk değilim o kadar anladığın gibi. Bir kendine bak bir de bana, aramızda ne kadar fark var? Çok mu fazla? O halde ikimizden biri bozuk. Belki diyorum, BELKİ ikimiz de bok gibiyiz. Çözemiyoruz çok kötü.

       Popüler hastalıklarda bugün! Ne vereyim abime? [(kişilik bozukluğu) parantezinde] Borderline var bipolar var iyi gidiyor. Yok şizofreni artık çok tutmuyor be abla, getirtmiyoruz biz de. Düzgün sorunlu olan yok mu birader bu zamanda? Herkesin mi bir adı var? Adam gibi çıkıp "ben çıldırdım ulan" desenize. Tanıdığım iki üç insan vardı isimsiz deliliklere sahip diyebileceğim, onlar da dayanamamışlar. Üzülüyorum böyle olunca. Bipolarları tümdü, bozdurmuşlar 20'liklerle.


       Korkuyorum. Koşturmaktan değil, delirip bir hastalık ismi almaktan da değil. Yuvarlanmaktan, yosun tutmaktan değil. Gülmekten, sahteden veya gerçek olsun ağlamaktan değil. Sahneden inmekten değil. Yorulmaktan değil, kurallardan, olması gerekenlerden değil. Olması gerekeni belirlemekten değil, Bir yağmur yağdığında ıslanmaktan da değil. Tabutlar yağsa da korkmam gökyüzünden. Ölmekten korkmuyorum. Koşturuyorum, yoruluyorum, ıslanıyorum, kuruyorum yine. Korkum nereye koştuğumu görememekten.