Y

.

14 Eylül 2012 Cuma

Korku for Dummies

Önce çukur açılır efendim. Hobbit boyunu geçmeyecek, bir buçuk metre civarında, bilmem hiç birini gömülürken gördünüz mü? Sizi açtıkları çukura gömmezler. Açtıkları çukurun içinde, altta, yan tarafa hemen bir oyuk açarlar. Sandığınızdan daha küçük bir oyuk. Anca bir beden sığacak kadar. Kenarda bi yerde hemen. Sizi oraya iterler ve tahtaları çapraz koyarlar. Sonra toprak örter üstünüzü. Kasvetli bir hava değil mi? Üstünüzde tüm günlük hayat devam eder. Ünlü grupların konserleri, festivaller, iş görüşmeleri, yarışmalar, kavgalar, savaşlar, seks, şevhet ve yapmak istediğiniz her şey. Siz içerde, dar mı dar bi oyukta mor yüzünüzde böceklerin açtığı onlarca delikle yatarken bunlar devam eder. Sizi unutur hayat. Çünkü çok küçüksünüz. Ve artık yoksunuz.

Dışarıdaki canlı güruhu ayakta tutan şey korku. Korkuyu beklerken nefes almak fena iş, sabırsızlık, göt tutuşması. Tam otomatikleri böğrünüze dayamışlarken ahkam kesmek o kadar da kolay değildir efendim, adama tersten gösterirler postalları. Küçük bir çocuk çığlığı patlar içinizde, soğuk namlu böğrünüze daha da batmıştır, bıçaktan farksız. Fakat neden korktuğunuz konusuna geçmeden önce, nasıl korkulacağını öğreteceğiz size.

Bölüm 1- Korku nedir?
Tam olarak sandığınız şey değil korku. Bin bir türlü başlığı var da diyemem. Ama konudan haberdar olmayanlar için, bir bilgisayar işlemcisinin çekirdeği kadar karışık değil. Basit bir tanımlama ihtiyacına cevap olarak, istemediğiniz veya kişiliğinize,eğer çok umursayan biri iseniz etrafınızdakilere zarar verecek herhangi bir olay, kişi veya zaman. Zamanlamadan da korkmuyor değiliz. Korkuyorum ben biraz. Kabuslar ve rivayetler, +18 hikayeler korkuya dahil. Korku denen şeyle bu günlerde karşılaşıldığında OMFG diye cevaplanıyor. İlginç bir terim olmasına rağmen dile yatkın ve havalı**.

Korku: Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü ya da kötülük gelme ihtimali, tehlike, muhatara anlamlarına gelmekte iken (TDK'nın yalancısı), bizim üzerinde duracağımız şey korkunun birinci anlamı. Korku en büyük yaptırım güçlerinden biridir evladım, genelde korkuyu yaratan şey yakın veya uzak gelecekte muhtemel bir acıdır, bunu bir kenara yazıyoruz. Her şeyi toplayıp minik bir cümle kuracak olursak: Korku: Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı, üzüntü diyebiliriz (BAK HALA AMK)

Bölüm 2- Korku nasıl oluşur?
Korku Bir tehlike veya tehlike düşüncesi karşısında duyulan kaygı sırasında oluşur kısaca. Hemen yeni kestiğim tırnaklarımla cümlelerin arasını zorlayarak konuyu şöyle bir ortasından açıyorum. Heh evet, buradan devam edelim. Sokakta yürürken karşıdan gelen bir herifin aşırı umursamaz ve aynı anda havalı yüzü sizin için korku sayılır. Size ve sevdiklerinize zarar gelme olasılıkları korkudur. Sizin için babanızın, silmeyi unuttuğunuz chrome geçmişine bakması ihtimali korku gibidir. "Amaan nasıl olsa öğrenmez" diyerek kesin bir yargıyla aldattığınız sevgilinizin sonraki gün sorduğu şüpheli sorular da korkudur. Nasıl başlayacağına gelirsek, önce sudan çıkmış balığa dönersiniz. Korku sizi silkeler. Aslında korku genelde yalanlar üzerinden yürüyen bir cambazdır. Sorun şu ki, bu cambazın ipi oldukça kalın. Eminim buna. Çağımızda endişe edilmesi,korkulması gereken buz canavarları,hastalıklar ve aşırı savaşlar gibi şeyler yok, insanın kendinden başka. Kendi korkusunu oluştururken düşünmez. Yani yalan söylerken. Ağızdan laf çıkar ve cambaz artık ipte yürümeye değil, koşmaya başlamıştır. Adrenalin salgılanması artar, işin sonuçlarını düşünmeye başlarsınız ve totonuz artık 3 veya 3,5 civarı oynamaya başlar. "götümden kan alacaklar anasını" dersiniz ya da bir şeyleri, birilerini kaybetme korkusu o anda baş gösterir. Çünkü genellikle yalan = kaybetmek.

Yalan söyleyerek çok şey kaybedebilirsiniz, ben bunu kendimden biliyorum. Yalan söylemek evimin hiç gitmediğim ve aslında da hiç var olmayan deposunun en ücra köşelerinden birine fırlattığım alışkanlıklarımdan biri, bunu da gururla söyleyebilirim. Fakat onu fırlattığım yeri göz ucumla da olsa gördüm ve yerini ezberledim.      Daha önce çok başımı yakan bir şeydi yalan, sike sike bırakmak zorunda kaldım yalanı, istesem de sike sike oldu bu olay, çünkü sigaradan farksız bir şey yalan, çok güzel bağlıyor kendine. Neyse efendim, geçenlerde de korkunun nasıl oluştuğuna şahit oldum, istemeden yediğim bir haltı çok sevdiğim bir insana anlatırken öyle bir noktaya geldim ki, o noktaya kadar kelimesi kelimesine doğru ördüğüm olay duvarının küçücük bir boşluğunu yalan sıvasıyla gizledim, bu nokta o kadar küçüktü ki, söyledikten sonra unuttum yalanın varlığını. Çok geçmeden o küçük boşluk baş gösterdi ve ben de bütün duvarı yalanla kurmakla suçlandım, ufak da olsa yalanım olduğu için dik bile duramıyordum. O gece midemi üşütüp hala acısını çektiğim mide problemleriyle beraber korkunun nasıl oluştuğuna da bir kez daha şahit oldum. Sonra da yalanı kuyruğundan yakalayıp denize attım, nerede olduğunu da ezberlememiş oldum böylece, umarım onu bulmak için yüzmeyi falan göze almam, alınacak şey değil çünkü. Neyse ya çok özür dilerim, burada bizim amacımız sana nasıl korkulacağını öğretmekti ben goygoy yapıyorum, tekrar kusura bakma. Şaka yapıyorum la, anlattıklarım tamamen konuyla alakalı şeyler, gerekliydiler de. O halde "korku nasıl oluşur?" sorusunun en genel cevabı: Kişi herhangi bir şekilde acı çekeceğini, bir şeyleri kaybedeceğini ve bir şeylerin eskisi gibi olmayacağını, var olan normal ve olağan durumun kötüleşeceğini fark ettiği an korku oluşur.

Bölüm 3 - Nasıl korkulmalı, korku anında neler yapılmalı, neler yapılmamalıdır?
Gidip bir su için, tabi içebiliyorsanız o anda, aslında hiçbir boka yaramayacak.Ben sanmıyorum en azından. Sadece için. 3. sınıf filmlerde öyle olur. Soğuk su 2-3 saniye içinde yemek borusunu serinleterek midene inen son şey olacak ufaklık. Kaliteli korkmak için olayın üstüne gitmeyin. Bekleyin ve olacakları seyredin. Mazoşist olun. Burada güzel korkmaktan bahsediyoruz di mi?  Neredeyim lan ben? Heh evet doğru yerdeymişim. Gördüğüm rüyaları görseydiniz, bunları size anlatmama hiç gerek kalmazdı. Korkudan ishal olurdunuz. Neler yapmamalıyız peki? Daha fazla korkmak için uğraşmamalı, fazlası dellendirir. Shell Shock denen şey. Videoları vardır internette, savaş sırasında korkudan içine vibratör sokulmuş gibi sallanma rahatsızlığı da denebilir. Farklı olan durum şu; savaş sırasında korkmama şansınız yok.

Bölüm 4 - Kapanış

Korkuyu korkakça karşıladıktan sonra, titremenizin ve terlemenizin uzaması için elinizden geleni yapmalısınız. Bu bitiş aşaması da ne kadar uzarsa uzasın bir süre sonra bitecektir. Yeteri kadar kortuğunuza emin olun, eğer yeteri kadar korkmamışsanız, karşılığında bir önlem alacak kadar düşünmemişsiniz demektir. Şimdi asıl soruya gelelim: Neden daha çok korkmak isteyelim ki? Bunun cevabı da hepimiz birer Schopenhauer olamayacağı için korktuğumuz şeyin saçmalığını anlamak ya da mantıklıysa önlemini almak, önlemi de yoksa kabullenmek sürecine geçmek için saf korkuyu atlatmak zorunda olduğumuzu bilmeliyiz. Bu saf korkuyu atlatmak için de yeteri kadar korkmuş olmamız gerekir, çünkü korku zamanla alakalı değilse bir süre sonra etkisi azalacaktır ve devreye mantık girecektir. Bizim mantığa ihtiyacımız var ve mantıklı düşünebilmek için korkuya, çünkü unutmayın ki küçükken sürekli düşen bizler şimdi neredeyse hiç düşmediğimiz için düşmekten küçüklüğümüze göre çok daha fazla korkarız, böylece düşmekten kendimizi çok daha kolay kurtarırız, her ne kadar düşmek ölüm bir acıya sebep olmayacak olsa da.