Y

.

17 Aralık 2012 Pazartesi

Köşeyi Kap

 Bordo üstüne baklava dilimi desenli halına bakarken annen sesleniyor, çayı ocaktan alman gerek. Babanın içerde uyuduğu koltuk ise biraz eski gibi. Sonraki gün yine okula gideceksin, kendini biraz da olsa farklı gösterebildiğin yere. Sevdiğin yere aslında. Orada insanlar aynı giyinirler sonuçta. Dinledikleri dersler aynıdır, kimseye daha çok parası olduğu için daha hoş dersler anlatmazlar. Ve senin çok paran yok. Benim de. Bu yüzden severiz biz okulu. Evimizi sevmediğimiz kadar.

 Herkes elinden geleni yapar sizin evde. Baban şimdi koltukta uzanıyor belki. Ama yarın senden erken kalkıp gidecek işine. Annen bir o kadar uğraşıyor seninle-sizinle. Sizi sevmeye zaman ayırıyorlar bir o kadar. "nerde seviyorlar yeaa? ben niye göremiyorum" deme. Göremezsin çünkü çok meşgul ikisi de. Sana olan sevgilerini çalışarak gösteriyorlar. Çalışmak, senin istediğin bokları elde etmen için, çalışmak. Bu seni sevdiklerini gösterir. Ben, sevmediğim bir orospu çocuğunun istediği şeyler olsun diye çalışmam sanırım. 

 Nasıl hissediyorsun daha iyi sandığın insanları görünce? Şehir seni unutmuş gibi geliyor değil mi? Evet adamım şehir seni umursamıyor. Beni de umursamıyor. Kimi mi umursuyor? Sana göre arabası parlak olanları  umursuyor, cebinde yeşil kağıttan cumhuriyet kurmuş olanları umursuyor. Bu cumhuriyet biraz tuhaftır bi'tanem. Şöyle ki kağıt şeyler, madeni şeylerden daha ağırdır. Daha çok susturur çok konuşan ağızları. Bir ıslığa bakar. Bir bakmışsın fino köpekleri sarmış duvarlarını yeşil cumhuriyetin. Bunu mu istiyorsun? Tamam koyalım seni o halde bu cumhuriyetin kalesine.

  Uyanıyorsun, yatağında oyalanabilirsin. Ama bir önceki gün de yatağında oyalanmıştın ve ondan önceki gün de. Sıkıldın yatağında oyalanmaktan. Kalk hadi. Kalktığında yine sola dön ve odandaki banyoya gir. Yüzünü güzel yıka. Mal varlığında o da var. Havlun yeni değiştirilmiş değil mi? Güzel kokuyor olmalı. Güzeldir elbette.    Tuvalet aynasının üstünde geçen hafta aldığın O parfümün yanındaki telefonunu al. Aldın mı? Yine mi aynı mesajlar yoksa? "Bu akşam çıkalım mı" diyor birileri. Dün akşam çok içmiştin. Başının ağrısını iyi bir kahvaltı giderirdi değil mi? Arkadaşların hala uyuyorken sen uyanıksın. Sen biraz da olsa sağlıklı bir hatunsun değil mi? Hey adamım saat henüz 10 bile değil. Lütfen git ve uyu.

  Uyumadın evet. Merdivenlerden inerken tutmana gerek yok korkulukları. Onlar korksun senden. Geceliğini çıkarmana gerek yok sanırım. Evinde bir kaç hizmetliden başkası yok. Baba yine işte, anne ise başka bir işte. Kahvaltını iyi yapmıyorsun yine. Oh hayır buna devam etme. Bir gün de tamamını bitir şu portakal suyunun. Ve kapat telefonunun titreşimini rahatsız oluyorum sürekli gelen mesajlarından. Ve o kıvırcık saçlı sürtüğe bir cevap ver "tamam çıkalım amk" de. Ya da yine dün gece tanıştığın çocuğa cevap ver. Ne ara numaranı vermiştin sen ona sahi? Ah tabi hatırlamazsın, çok kaçırmıştın toniği.

 Ne çabuk akşam oldu değil mi yavrum? Kolay geçer gündüzleri oralarda. Çünkü hayat akşamları başlıyor biraz biraz sanırım. Yola çıkarken kapıyı çekmene gerek yok. Arkandan kapatanın çok tüm kapıları, döndüğünde açanın da aynen. Hayır o mekan çok sıkıcı, sahnesi de çok dar geliyor size. Şu ilerdekine girin. Hem oradaki içkiler daha pahalı. İçerisi çok aydınlık değil. Kimin umrunda, aydınlık sizi bırakalı ben henüz elmada vitamindim.

 Lütfen çok üşütme güzel kıçını. Seviyor bir kaç arkadaşın hala cebindekilerden çok onu. Çok oturmamalısın yerinde sen O kızsın. Sen istediği her şeyi gözlerinin önünde bulan. Fazla takılma o kızlara, bak hemen köşede şu kumral olan çocuk. Çok mu hızlı yürüyor sana doğru? Lütfen geri çevirme. Küçük bir tanışma isteği sadece. Sonrasında olacakları ise annen bile biliyor. Yavaş yürümeyin lavaboya. Sol elinden çekiştir onu. Senden hızlı koşacaktır emin ol. Kalabalığa takılmayın.

  Rahatladın diyelim. Güzeldi umarım yaşadıkların. Evet güzeldir, sonuçta yakışıklıklı bir herifti seni beceren. Ve biraz daha soluklanmalısın geçirmek için sol koluna şırıngayı. Yine aynı şekilde. Her gece olduğu gibi. Önce hafifçe sık turnikeleri sonra belki vücudunda hayat belirtisi olan tek damara yerleştir iğneyi. Zor olmasa gerek. Senin için hayat bundan ibaret.

  Uyan hadi artık. Çok kaldın o cumhuriyette. Sandığından daha acımasız olabileceğini düşünmedin. Acımasızlığı istemeden de olsa yaşayacağını da. Daha iyi olduğunu sandıklarını da unutuyor şehir. Hiç umursamıyor hem de. Bi gece kulübünün bordo tuvaletinin köşesinde kolunda deliklerle kaldı sonuçta. Kimse o sürtüğü umursamaz. Hadi ama güzelim senin de bordo baklava desenleri olan halın var. Üstelik daha çayı almadın ocaktan.
  
 
  
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder