Y

.

8 Temmuz 2021 Perşembe

yazılara isim bulmak yasaklansın

Güle güle kardan adam, seneye görüşürüz. Burnunu yiyebilir miyim? 

***


Beni motivasyon saçmalığına inandırmanız için önce beni motive olmaya motive etmeniz gerekir ve günün sonunda bunu da başaramazsınız. Beni motive olmaya motive etmeye yetecek motivasyonu kendinizde bulamayacaksınız.

Neden motive olunur ki hem? Önemli mi herhangi bir şey? O kadar da istiyor musunuz aslında?
Yerden kalkmak için kendi kollarınız yetmiyor anlaşılan. Güçsüz olmayı seçtiğinizi düşünmüyorum yanlış anlaşılmasın, bir şekilde bu noktada buldunuz kendinizi. "Yerden kalkmak" deyişinin tetikleyici etkisini düşünüyorsunuz, "düşmüş" olduğunuz yanılgısı içinde. Düşmek ve kalkmak gibi modeller yer bulurken sizin özel mi özel hayatınızda, hayır, aslında hiçbir insan düşmez. Düşmek ve kalkmak Newton hareket yasaları sonucudur. Örneğin bir elmayı bırakırsam yere düşer, kalkmak için motivasyona ihtiyaç da duymaz. Elma düştüğünde orada kalır çünkü elma, elmadır. Motivasyon denen şey de ancak bir elmanın kendini yerden kaldırabileceği gerçeği kadar gerçektir. Bu doğrultuda, bir elma gibi düşmediğiniz için de kalkmanız gerekmez. Terimlere yaklaşırsak; kalkmak, ışıldayan bir metadır, çekiciliği yükselme olgusuyla paralel, anlaşılırdır fakat geçerli değildir. Düşmek ise kötüdür, dizleriniz acır, elleriniz falan hep pis olur. Kollarınızı yerden kalkmak için kullanmak yerine kenarlardan tutunmak için çalıştırdığınızda aslında ne kadar güçlü olduklarını göreceğiniz anı bekliyorum. Motivasyonunuzu mu kırıyorum? Ne kırılgansınız. Beceriksizliğin de bir sınırı olur, siktir edemiyorsunuz bile beni. 

İnsanların bu konudaki anlayışlarını bir süredir o ya da bu şekilde inceleme fırsatım oldu. Motivasyon arayışının temelini yalan duyma ihtiyacına bağlıyorum. Öyle beyazından da değil, kallavi yalanlar. Duyarsız kalınamayan her konu için söylenen bir başka yalan daha. Önceki gün hevesle aldığın sarı kağıtlardaki notlara bakıp yüce anlamlarını düşünürken tütsünü yak. Yarın sabah başlayacak diyetinde, bir dilim kepek ekmeğine seneye öğreneceğin 4 yabancı dili süreceksin. Yatak başlığının arkasında, duvara asılan sikildim mandalasındaki spirallerle semiyotik ilişkiler kurma çabası. Kulağına küpe ettiğin öğütlerin yer çekimine yenik düşmesi. Ayna karşısında kendinle konuşurken garip bir şeyler fark ettin değil mi?  Arkandaki duvar saatini nasıl oluyor da beyninin olması gereken yerinden seçebiliyorsun? Şeffaflaşıyor musun? Silikleşip kaybolmaya yaklaştığını hissederken on dakikada sıkı kalçalar istemek sanki küstahlık. Güzel ruhun, bitiş çizgisi olmayan bir yarışta hayaletlerle yarışıyor. Kazanmak mümkün mü?

Hem

Bitiş çizgisi yoksa, yarış var mıdır?

***


İnişlerin düşüşlere, çıkışların kalkışlara denk olmadığı bir hayatı yaşıyorum. Frekansımdaki tepe ve çukur noktalarının farkı, hali hazırda süregelen eylemlerimin şiddetinden kaynaklanıyor. Yapılması gerekenler, yapmak istediklerime; yapmak istediklerim, yapılması gerekenlere dönüşüyor. Bazen heyecanlarım kontrast yaratıyor. Gerçekleşiyorum doğrusu bir şekilde. Hayata devam etmenin dayanılmaz hafifliği üzerimde. Motivasyona bir an bile ihtiyaç duymadan yaşamak insanı başka konularda düşünmeye itiyor. Heyecanı heveslerde değil, detaylarda bulabilmek bunlardan biri olsa gerek. Heveslerim de oluyor, bir şeyler harika halleriyle dokunuyor hayatıma. Heyecanlarım da oluyor, alışkanlıklarım gibi süregeliyorlar onlar da. Akışta olmanın sakinliği bu heyecanlarla birleşip dans edince, işte o zaman tamamlanıyorum.


Aynada kendime bakıyorum. Derimi delip geçemiyor bakışlarım, katıyım. Yerli yerinde duruyorum. Gözlerim, karşısındaki dikkatli gözlere kayıyor. Bakışmaktan memnunlar. Varlığım, var olan her şeye saygı gösteriyor. Sahte amaçların hayaletleri kulağımda boş atarken ben umursamıyorum, ayağımla ritim tutuyorum şarkıya. Gün doğarken aydınlanıyor zihnim yine, bugün güzel bir gün.

Kişisel algılamayın, sizi çok seviyorum.










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder